Maddeden Gelen Enerji
|
1900 İngiliz Kimyager Frederick Soddy, ışınetkin elementlerin kendiliğinden bozunmaya uğradığını gözlemledi ve oluşan yeni çekirdeklere “izotop” adını taktı. Frederick Soddy, ayrıca ışınetkin atomların “yarılanma ömrü” kavramını da buldu ve bozunma sırasında ortaya çıkan enerji üzerine tahmini değerler hesapladı. Alman Max Planck, “kara cisim ışıması” ile ilgili yaptığı çalışmalar sonucunda, ışınımın belli paketler halinde yayıldığını ileri sürdü ve böylece “kuantum kuramı” doğmuş oldu.
1901 Alman Max Planck, “Işınım Yasası” ile ilgili makalesini yayınladı.
1902 Ernest Rutherford ve Frederick Soddy, ışınetkin bozunma kuramı ile ilgili makale yayınladı. Bu makaleye göre, ışınetkin atomlar dışarıya yüklü parçacıklar fırlatmakta (alfa veya beta) ve sonuç olarak farklı atomlara dönüşmektedir.
1903 Becquerel Fizik alanındaki Nobel Ödülünü, Pierre ve Marie Curie ile paylaştı. Ödülü 1896 yılında doğal ışınetkinliğin keşfedildiği çalışmalarından ötürü aldılar. Tokyo Kraliyet Üniversitesi Fizikçisi Hantoro Nagaoka, atomları; artı yüklü parçacıklar etrafında düz dairesel yörüngelerde dönmekte olan elektronlar şeklinde modelledi.
1904 Ernest Rutherford alfa ışınlarını ve artı yüklü ağır parçacıkları keşfetti. 1908 yılında, bu çalışmalarından dolayı Kimya alanında Nobel Ödülüne layık görülecektir. Joseph John Thomson atom için “erik-puding” modelini önerdi. Bu modele göre, atomlar, aynen puding tarafından çevrelenen erikler gibi, elektronların artı yükler çorbası ile çevrelenmiş olarak canlandırılabileceği şeklindeydi. Bu model, Thomson’un öğrencisi Rutherford, meşhur deneylerini yapana kadar yürürlükte kaldı ve kullanıldı.
1905 Albert Einstein, maddenin E=mc2 formülü ile enerjiye dönüştürülebileceğini içeren özel görecelik kuramı ile ilgili makalesini yayınladı.
1906 Ernest Rutherford'ın laboratuarında çalışmakta olan Alman fizikçi Johannes (Hans) Wilhelm Geiger; üzerine bir alfa parçacığı geldiğinde, "klik" sesi çıkartan bir aygıt geliştirdi. Ernest Rutherford alfa ışınlarının aslında helyum atomlarından oluştuğunu belirledi.
1907 Amerikan Kimyager Bertram Borden Boltwood, uranyum içeren kayaların yaşlarını içerdikleri kurşun miktarını ölçmek suretiyle bulmanın mümkün olabileceğini, yani kayaların yaşlarının tayin edilebileceğini açıkladı. Boltwood, bu yöntemle dünyanın yaşını belirledi. Albert Einstein, genel görecelik kuramı üzerine çalışmaya başladı.
1908 Ernest Rutherford ışınımla ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Kimya alanında Nobel ödülünü kazandı. Fransız Fizikçi Jean-Baptiste Perrin; atomun yaklaşık boyutunu hesapladı.
1909 Amerikan Fizikçi Robert Andrews Millikan; gerçekleştirdiği yağ damlacığı deneyleri ile bir elektronun taşıdığı elektrik yükünü (e=1.602 x 10-19 coulomb) ve kütlesini (m = 9.11 x 10-28 gram) hassas bir şekilde ölçmeyi başardı. |
|
|