Maddeden Gelen Enerji
Yakıt Çevrimi terimi uranyumun madenden çıkartılması, zenginleştirilmesi, nükleer santrallerde yakılması, kullanılmış yakıtların işlenmesi gibi enerji üretiminde nükleer yakıtı ilgilendiren bütün aşamaları belirtmek amacıyla kullanılmaktadır. Dünyada iki farklı ticari yakıt çevrimi geliştirilmiştir.
Bunlardan ilki, açık (tek-geçişli) yakıt çevrimidir. Bu yöntemde uranyum madenden çıkartılıp yakıt demetleri haline getirildikten sonra nükleer santrallerde yakılmakta, daha sonra kullanılmış yakıt olarak geçici ve nihai depolama tesislerinde saklanmaktadır. Bugün nükleer teknolojiye sahip birçok ülke en ekonomik çözüm olduğundan bu yöntemi tercih etmektedir.
Diğer yöntem, özellikle 1974 petrol krizinden sonra Fransa ve Japonya gibi ülkelerin enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için öngördükleri kapalı yakıt çevrimidir. Bu yöntemde nükleer santrallerden çıkan kullanılmış yakıtın içinde yanmadan kalmış uranyum ve tepkime sonucunda oluşmuş plutonyum ayrıştırılarak tekrar yakıt olarak kullanılmak üzere nükleer santrallere geri döndürülmektedir.
Yakıt Çevriminde Temel Kavramlar
Madenden çıkartılan uranyum iki farklı izotop halinde bulunmaktadır. Bunlar uranyum-235 ve uranyum-238 izotoplarıdır. Nükleer teknolojide enerji üretmek amacıyla uranyum-235 kullanılmaktadır. Halbuki doğadaki uranyumun sadece %0.7'si uranyum-235'den, geri kalan %99.3'ü yakıt olarak kullanılmayan uranyum-238'den oluşmaktadır.
Maden çıkartılan uranyumun nükleer santrallerde yakıt olarak kullanılabilmesi için uranyum-235 izotopu açısından zenginleştirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla zenginleştirme tesisleri kurulmuştur.
Zenginleştirme tesislerinde doğal uranyum, uranyum-235 izotopu açısından zenginleştirilmekte, doğal halinde %0.7 düzeyinde bulunan Uranyum-235'in seviyesi %3-5 düzeylerine çıkartılmaktadır. Böylece uranyum nükleer santrallerde enerji üretimine uygun hale getirilmektedir.
Diğer yandan her ne kadar yakıt olarak kullanılmasa da, Uranyum-238 izotopu nükleer santrallerde nötron ile tepkimeye girerek enerji üretimine uygun başka bir yakıt maddesi olan plutonyuma dönüşebilmektedir. Bu tepkime nükleer santrallerde normal enerji üretimi sırasında meydana gelmektedir. Güç üretiminden sonra santralden çıkartılan kullanılmış yakıtın yaklaşık %1'i yeni oluşmuş plutonyumdan oluşmaktadır.
Ayrıca Uranyum-235'in hepsi yanmamakta, yaklaşık %1'lik bir bölümü de kullanılmış yakıtın içinde artık olarak kalmaktadır. Hem bu plutonyumu hem de uranyumu kimyasal yöntemler kullanarak kullanılmış yakıttan ayırmak mümkün olmaktadır. Bu amaçla yeniden işleme tesisleri kurulmuştur.
Yeniden-işleme tesislerinde kullanılmış yakıttan kurtarılan plutonyum aynı milli ve yerli enerji kaynağı gibidir. Çünkü ülkenin santrallerinde tepkime sonucunda üretilmiştir. Bu şekilde yakıt olmayan uranyum-238 kapalı yakıt çevrimi içerisinde kademe kademe plütonyuma dönüştürülmekte ve böylece mevcut uranyum kaynakları yıllarca kullanılabilmektedir.
Yakıtın nükleer santrallerde 3-4 yıl boyunca yakılması sonucunda yakıt içindeki uranyum'un sadece %2'sinin kullanıldığı düşünülürse, kapalı yakıt çevrimi, hemen hemen sınırsız bir yerli enerji kaynağı üretimi imkanı sunabilmektedir.
Yeniden-işleme tesislerinde kullanılmış yakıttan kimyasal yöntemlerle plütonyum ayrıştırılmakta, uranyum-235 açısından fakir uranyum ile karıştırılarak tekrar yakıt olarak imal edilebilmektedir. Bu yakıta nükleer teknolojide "karışık oksit yakıt" kelimesinin ingilizcesi olan "Mixed OXide" kelimesinin baş harflerinden oluşan "MOX Yakıt" adı verilmektedir.
Özetle, nükleer santrallerde normal enerji üretimi sırasında oluşmuş plütonyumun kullanılmış yakıttan ayrıştırılarak tekrar yakıt olarak nükleer santrale döndürülmesine "kapalı yakıt çevrimi" adı verilmektedir. Kapalı yakıt çevrimini oluşturmak için bazı nükleer tesisleri kurmak ve işletmek gerekmektedir. Bu tesislerin herbiri çok yüksek teknoloji ve yüksek güvenlik tedbirleri içermektedir.
Kapalı Yakıt Çevriminde Tesisler
Uranyum Madeni:
Küçük miktarlarda uranyum her yerde
(toprakta, kayada, suda) bulunmaktadır. Dünyada az
sayıda bölgede yüksek derişimde bulunduğu
keşfedilmiştir. Bunlar Kanada, ABD'nin güneybatısı,
Avustralya, Avrupa'nın bazı bölgeleri, Bağımsız
Devletler Topluluğu(eski SSCB), Namibya, Nijer ve Güney
Afrikadır. Uranyum madenden filizler halinde
çıkartılmaktadır ve işlenmek için yakında kurulan arıtma
tesisine götürülür.
Arıtma Tesisi:
Maden filizi arıtma tesislerinde ezilir. Asit veya
karbonat ile yıkanarak eritilir. Bu şekilde uranyum
ayrıştırılır ve kimyasallar yardımıyla çökertilir.
Sonuçta ortaya kimyasal gösterimi U3O8 olan parlak sarı
renge sahip bir madde çıkar. Rengi yüzünden bu madde
"sarı pasta" diye adlandırılmaktadır. Tanecikli bir
yapıya sahip olan sarı pasta yaklaşık %75 uranyum
içermektedir.
Dönüştürme Tesisi:
Zenginleştirme tesislerinde daha kolay
işleyebilmek amacıyla "sarı pasta", bir dizi işlemden
geçirilerek kimyasal gösterimi UF6 olan uranyum
hekzafloride dönüştürülür. UF6 gaza dönüştürülüp kolayca
işlenebilir, sıvıya dönüştürülüp kaplara ve aygıtlara
kolaylıkla doldurulup boşaltılabilir, katıya
dönüştürülüp kolaylıkla saklanabilir.
Zenginleştirme Tesisi:
UF6 katı halde zenginleştirme tesisine
getirilir. Burda gaz haline dönüştürülerek uranyum-235
açısından zenginleştiririlir. Tesisin girişinde % 0.7
oranında uranyum-235 içeren UF6, zenginleştirme
işlemlerinden sonra % 3 ile % 5 arasında uranyum-235
içermektedir.
Yeniden Dünüştürme
Tesisi: Zenginleştirilmiş UF6 yakıt
imalatında kullanılmak amacıyla kimyasal gösterimi UO2
olan uranyumdioksite dönüştürülür. UO2 siyah renkli bir
tozdur ve yakıt imalatına uygundur.
Yakıt İmalat Tesisi:
UO2 kullanılarak yakıt
toplakları(pellet) imal edilir. Bunlar zirkaloy
çubuklara doldurulur. Çubuklar bir araya getirilerek
yakıt demetleri oluşturulur. Bu demetler paketlenerek
yakılmak üzere nükleer santrallere gönderilir.
Nükleer Santral:
Uranyum yakıt demetleri santralde
ortalama 3-4 yıl boyunca yakılır. Yakıt demetleri
yakılırken, uranyum-235 %3-4 seviyelerinden %1
seviyelerine iner. Ayrıca uranyum-238 ile nötronların
tepkimeye girmesi sonucunda diğer bir yakıt malzemesi
olan plutonyum oluşur. Kullanılmış yakıt santral
sahasında belirli bir süre soğutulduktan sonra ya
yeniden işleme tesisine ya da ara depolama tesisine
gönderilir.
Ara Depolama Tesisi:
Kullanılmış yakıt yeniden işleme
tesisine gönderilinceye kadar belirli bir süre ara
depolama tesislerinde bekletilir.
Yeniden-İşleme Tesisi:
Kullanılmış yakıtın içinde kalan değerli
malzemeler (uranyum, pluyonyum, vs) kullanılmış yakıttan
ayrıştırılır, tekrar yakıt haline dönüştürülmek üzere
ilgili tesislere gönderilir. Geride kalan yüksek
seviyeli atıklar camlaştırılıp atık saklama merkezine
gönderilir.
MOX Yakıt İmalat
Tesisi: Kurtarılmış plutonyum ve uranyum
veya doğal uranyum ile yada zenginleştirme tesisinde
artık olarak çıkan fakirleşmiş uranyum ile
birleştirilerek MOX yakıt demetleri imal edilir. MOX
yakıt yakılmak üzere nükleer santrale gönderilir.
Camlaştırılmış Atık
Saklama Merkezi: Camlaştırılmış yüksek
seviyeli atığın 30 ile 50 yıl arası bir süre saklama
merkezinde tutularak soğumaları sağlanır. Daha sonra yer
altına gömülmek amacıyla nihai atık depolama tesisine
gönderilir.
Yeraltı Nihai Atık
Depolama Tesisi: Yeraltında hazırlanmış
uygun tünellere camlaştırılmış yüksek seviyeli atıklar
yerleştirilir. Böylece bu atıkların doğadan ve
canlılardan tamamen yalıtılması sağlanır. Ayrıca,
gelecekte atıkların tekrar değerlendirilmesi amacıyla
depolanma sağlanmış olur.
Düşük Seviyeli Atık
Tesisi: Nükleer tesislerden çıkan
eldiven, işçi elbiseleri, temizlik suyu gibi düşük
seviyeli atıklar, ışınetkinlikleri geçene kadar
bekletilmek üzere düşük seviyeli atık işleme ve depolama
tesislerine gönderilir. Bu tesislerde sıvı, ve katı ayrı
ayrı işlenerek hacimleri azaltılır. Varillere
doldurularak tehlikesiz hale gelinceye kadar yaklaşık
300 sene boyunca kontrollü bir şekilde bekletilir.
Açık (Tek Geçişli) Yakıt Çevrimi
Açık yakıt çevriminde nükleer santrallerden çıkan kullanılmış yakıt, nükleer atık olarak kabul edilmekte, belirli bir süre bekletildikten sonra yer altında hazırlanmış nihai atık depolama tesislerine gönderilmesi öngörülmektedir. Açık (tek geçişli) çevrim, yeniden-işleme tesisi gibi yüksek teknoloji isteyen ve işletilmesi pahalı tesislere ihtiyaç duymadığından ve maden kaynaklı uranyum fiyatları çok düşük olduğundan, günümüzde en ekonomik nükleer yakıt çevrimi yöntemi olarak görülmektedir. Bu yüzden başta ABD olmak üzere birçok ülke bu yöntemi kullanmaktadır. Dünyadaki nükleer santrallerden çıkan kullanılmış yakıtların ancak %20 kadarı kapalı yakıt çevrimi prensiplerine göre yeniden-işleme tesislerine gönderilirken, büyük bir kısmı olan %80'si açık (tek-geçişli) yakıt çevrimi prensiplerine uygun şekilde nükleer atık olarak ele alınmaktadır. Bu da dünyada %80 "açık (tek-geçişli) yakıt çevrimi" kullandığı anlamına gelmektedir.
Açık yakıt çevriminin ucuz olması gibi avantajlarının
yanısıra, bazı tercih edilmeyen yanları da
bulunmaktadır. Bunlar dan biri yanmış yakıtın içinde
bulunan bazı değerli malzemelerin (yanmadan kalmış
uranyum, yeni oluşmuş plutonyum gibi) değerlendirilmeden
nükleer atık olarak yer altına gönderilmesidir. Tercih
edilmeyen diğer bir yanı ise yer altına gönderilecek
yüksek seviyeli atık miktarının kapalı yakıt çevrimine
oranla daha büyük olmasıdır. Kapalı yakıt çevriminde,
faydalı çekirdekler yeniden kazanıldığından, yer altına
gönderilecek atıkların hacmi çok azalmaktadır.
Açık Yakıt Çevriminde Tesisler
Uranyum Madeni:
Küçük miktarlarda uranyum her yerde
(toprakta, kayada, suda) bulunmaktadır. Dünyada az
sayıda bölgede yüksek derişimde bulunduğu
keşfedilmiştir. Bunlar Kanada, ABD'nin güneybatısı,
Avustralya, Avrupa'nın bazı bölgeleri, Bağımsız
Devletler Topluluğu(eski SSCB), Namibya, Nijer ve Güney
Afrikadır. Uranyum madenden filizler halinde
çıkartılmaktadır ve işlenmek için yakında kurulan arıtma
tesisine götürülür.
Arıtma Tesisi:
Maden filizi arıtma tesislerinde ezilir.
Asit veya karbonat ile yıkanarak eritilir. Bu şekilde
uranyum ayrıştırılır ve kimyasallar yardımıyla
çökertilir. Sonuçta ortaya kimyasal gösterimi U3O8 olan
parlak sarı renge sahip bir madde çıkar. Rengi yüzünden
bu madde "sarı pasta" diye adlandırılmaktadır. Tanecikli
bir yapıya sahip olan sarı pasta yaklaşık %75 uranyum
içermektedir.
Zenginleştirme Tesisi:
UF6 katı halde zenginleştirme tesisine getirilir. Burda
gaz haline dönüştürülerek uranyum-235 açısından
zenginleştiririlir. Tesisin girişinde % 0.7 oranında
uranyum-235 içeren UF6, zenginleştirme işlemlerinden
sonra % 3 ile % 5 arasında uranyum-235 içermektedir.
Yeniden Dünüştürme
Tesisi: Zenginleştirilmiş UF6 yakıt
imalatında kullanılmak amacıyla kimyasal gösterimi UO2
olan uranyumdioksite dönüştürülür. UO2 siyah renkli bir
tozdur ve yakıt imalatına uygundur.
Yakıt İmalat Tesisi:
UO2 kullanılarak yakıt toplakları(pellet) imal edilir.
Bunlar zirkaloy çubuklara doldurulur. Çubuklar bir araya
getirilerek yakıt demetleri oluşturulur. Bu demetler
paketlenerek yakılmak üzere nükleer santrallere
gönderilir.
Nükleer Santral:
Uranyum yakıt demetleri santralde ortalama 3-4 yıl
boyunca yakılır. Yakıt demetleri yakılır. Kullanılmış
yakıt santral sahasında belirli bir süre soğutulduktan
sonra ara depolama tesisine gönderilir.
Ara Depolama Tesisi:
Kullanılmış yakıt nihai atık depolama tesisine
gönderilinceye kadar belirli bir süre ara depolama
tesislerinde bekletilir.
Yeraltı Nihai Atık
Depolama Tesisi: Yeraltında hazırlanmış
uygun tünellere yakıt atıklar yerleştirilir. Böylece bu
atıkların doğadan ve canlılardan tamamen yalıtılması
sağlanır. Ayrıca, gelecekte atıkların tekrar
değerlendirilmesi amacıyla depolanma sağlanmış olur.
Düşük Seviyeli Atık
Tesisi: Nükleer tesislerden çıkan
eldiven, işçi elbiseleri, temizlik suyu gibi düşük
seviyeli atıklar, ışınetkinlikleri geçene kadar
bekletilmek üzere düşük seviyeli atık işleme ve depolama
tesislerine gönderilir. Bu tesislerde sıvı, ve katı ayrı
ayrı işlenerek hacimleri azaltılır. Varillere
doldurularak tehlikesiz hale gelinceye kadar yaklaşık
300 sene boyunca kontrollü bir şekilde bekletilir.
Yakıt Çevrimlerinin Ekonomisi
Kapalı yakıt çevrimini oluşturmak için yeniden-işleme tesisi, MOX yakıt imalat tesisi gibi bazı ilave tesisleri kurmak ve işletmek gerekmektedir. Bu tesislerde yüksek teknoloji kullanılmaktadır. Ayrıca işletilmesi sırasında yüksek güvenlik standartlarına uyulması gerekmektedir. Bu gibi sebeplerden dolayı, bu tesisler yardımıyla yeniden-kazanılan nükleer yakıt, madenden çıkartılan nükleer yakıttan yaklaşık %7-10 daha daha pahalıya mal olmaktadır.
Özellikle günümüzde uranyum madeni fiyatlarının büyük ölçüde düşmüş olması, kapalı yakıt çevriminin cazip hale gelmesini engellemekte, bu nedenle birçok ülke kapalı yakıt çevrimini tercih etmemektedir. Gelecekte uranyum fiyatlarının artması halinde, kapalı yakıt çevriminin ekonomik hale gelebileceği düşünülmektedir. Günümüzde sadece Fransa, İngiltere ve Japonya'da ticari kapalı yakıt çevrimine yönelik tesisler bulunmaktadır.
Fransa, Japonya gibi bazı ülkeler kapalı yakıt çevrimini ekonomik hale getirmek için FBR diye adlandırılan ileri bir reaktör tasarımı üzerinde çalışmaktadır. FBR (Fast Breeder Reactor) "Hızlı Üretken Reaktör" İngilizcesinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Bu tip tasarımlar normal elektrik üretimi sırasında yaktığı uranyumdan daha fazla plütonyum yakıt üretebilmektedir. Bu reaktör tasarımının ticari hale gelmesiyle birlikte günümüzde ekonomik olmayan kapalı yakıt çevriminin ekonomik hale gelebileceği düşünülmektedir.
Fransa inşa-ettiği ticari-prototip reaktörü Super-Phenix'den edindiği tecrübeler neticesinde FBR'nin günümüzde ticari olamayacağına karar vermiş, FBR çalışmalarını yakın bir geçmişte askıya almıştır.
Japonya ise FBR çalışmalarına devam etmektedir. Japonya 2030 yılına kadar ticari FBR'leri işletmeye almayı planlamış, fakat geçenlerde bu tarihi 2050 yılı olarak yeniden düzenlemiştir.
Eğer başarıyla ticarileştirilebilirse, FBR tasarımı sayesinde nükleer santraller elektrik enerjisi üretmenin yanısıra bol miktarda yerli enerji kaynağının üretildiği tesislere dönüşecektir.