NÜKLEER ENERJİ DÜNYASI

Maddeden Gelen Enerji

NÜKLEER SANTRAL SAHA ÇALIŞMALARI

Giriş

Nükleer santral projelerinin geliştirilmesi sırasında önem taşıyan adımlardan bir tanesi de santral için uygun bir sahanın seçimi ve tasarım girdisi olarak kullanılacak saha verilerini belirleyecek çalışmaların yapılmasıdır. Saha çalışmalarının en önemli hedefi; maliyeti, çevre etkilerini ve halka olacak riskleri en aza indirecek bir sahanın seçilmesidir.

Santralın amacı ülke ekonomisine elektrik girdisi sağlamaktır. Dolayısıyla santralin bulunduğu konum ile elektrik tüketim merkezleri arasındaki mesafenin olabildiğince düşük olması gerekmektedir. Santralden kaynaklanacak atık ısının etkin bir şekilde santralden uzaklaştırılabilmesine müsaade edecek uygun bir soğutma sistemine de ihtiyaç bulunmaktadır.

Bir saha aşağıdaki özellikleri sağlıyorsa güvenlik bakış açısından kabul edilebilir olarak değerlendirilmektedir:

  • Konumu nedeniyle oluşabilecek doğal ve insan-kaynaklı olaylara karşı santralin korunmasının tasarım özellikleri yardımıyla mümkün olması,

  • Oluşma olasılığı ve yıkıcı etki şiddeti yüksek olan olayların etkisine açık olmaması, bu olayların etkisine açık olması durumunda da geliştirilecek korunma maliyetinin kabul edilebilir düzeyde bulunması,

  • Saha özelliklerinin (nüfus dağılımı, meteoroloji, subilimi vs.) potansiyel kazaların etkilerinin kabul edilebilir sınırlar içinde kalmasına müsaade etmesi.

 

Nükleer Santral İçin Saha Özellikleri ve Gerekler

Santral sahası için dikkate alınması gereken temel saha özellikleri aşağıda listelenmiştir:

  • Normal mühendislik özellikleri ve gerekleri,

  • Santral sahasında meydana gelebilecek doğal olaylara karşı santralde alınmış güvenlik özellikleri (deprem, sel, şiddetli rüzgar, vs.),

  • Santralden sahaya olabilecek etkileri ilgilendiren güvenlik özellikleri,

  • Çevresel hususlar.

Ayrıca bazı sosyoekonomik ve kültürel hususlar da bulunmaktadır. Sosyoekonomik hususlar santral inşasında ve işletmesinde görev alacak çalışanlara sağlanacak yerel hizmetlerle ilgili hususları içermektedir (örneğin: iskan alanları, tıbbi hizmetler, okullar, vs). Kültürel etkiler de santralin inşası nedeniyle oluşabilecek arkeolojik ve estetik konuları kapsamaktadır.

Temel Özellikler ve Gerekler

Nükleer santralin kurulacağı sahayı ilgilendiren üç temel şart bulunmaktadır. Bunlar:

  • Elektrik sistemi ile bütünleşme,

  • Güvenilir elektrik kaynağı,

  • Soğutma suyu kaynağı.

Yük merkezleri ve olası sahalar arasındaki mesafe saha çalışmalarında dikkate alınması gereken en önemli faktörler arasındadır. Nükleer santrallerin de aynen diğer elektrik üretim tesislerinde olduğu gibi elektrik talep merkezlerine olabildiğince yakın olması ve böylece iletim kayıplarını en aza indirilmesi gerekmektedir. Santralın elektrik şebekesi ile bütünleşmesini analiz edebilmek için ülkenin her bölgesi için sanayi ve insan nüfusu gelişme beklentileri ve yük tahmini değerlerine ve ayrıca elektrik üretim-iletim sistemleri ile ilgili detaylı verilere ihtiyaç bulunmaktadır.

Nükleer santrallerin başlatılabilmesi için yeterli ve güvenilir bir elektrik kaynağına ihtiyaç bulunmaktadır ve bu da dikkate alınması gereken bir başka önemli faktördür. Eğer mevcut şebekeden santrale uygun miktarda elektrik enerjisi temin edilemiyorsa, santralin başlatılabilmesi için uygun bir elektrik üretim tesisinin yapılmasına bile ihtiyaç duyulacaktır. Bu da tesisin maliyetini arttıracak önemli bir husustur. Santral inşası sırasında da yeterli elektrik kaynağının mevcut bulunması gerekmektedir.

Santral sahası seçiminde önemli bir diğer husus da soğutma suyu kaynağının mevcut bulunması ve ayrıca soğutma suyunun kalitesi ve sıcaklığıdır. İhtiyaç duyulacak suyun miktarı; santralden çevreye salınacak ısı enerjisi, çevresel hava şartları ve benimsenen soğutma tasarımına bağlı bulunmaktadır (tek-geçişli soğutma veya soğutma kuleleri ve/veya soğutma havuzları yardımıyla devri-daim döngü sistemi).

Ayrıca, dikkate alınması gereken diğer mühendislik gerekleri de bulunmaktadır. Örneğin, sahada yeterli haberleşme bağlantılarının bulunması gerekmektedir. Büyük ve ağır nükleer santral ekipmanlarının taşınabilmesi için yeterli ulaşım şebekelerinin bulunmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, imalat tesisinden veya ekipmanın ülkeye giriş yaptığı limandan santral sahasına ekipmanların taşınabilmesi için mevcut ve planlanmış kara, su ve demir-yollarının taşınacak ekipmanların boyutları ve ağırlıklarını da dikkate alacak şekilde yeterli bulunması gerekmektedir.

Santral Sahasının Santrale Olan Etkileri

Santral sahasının santrale olan etkileri deprem, sel, meteorolojik olaylar, uçak kazaları ve patlamalar gibi santralin güvenliğini ve güvenilirliğini etkileyebilecek doğal ve insan-kaynaklı olayları içermektedir.

A. Jeolojik Özellikler

Jeolojik özellikler arasında yüzeyde faylanma, yanardağ püskürmeleri, arazi çökmeleri, toprak kaymaları gibi santralde potansiyel riskler meydana getirebilecek önemli yıkıcı olaylar bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemli olanı yüzeyde faylanmadır. Yüzeyde faylanma ciddi depremler sırasında oluşan zemin kaymalarıdır ve bu faylar potansiyel deprem tehlikesi taşımaktadır (depreme yatkın faylar). Zemin kaymaları birkaç metre boyutlarına ulaşabilmektedir.

Saha çalışmaları sırasında havadan çekilmiş fotoğraflar üzerinde gösterilmiş ve/veya uzaktan algılama aygıtları yardımıyla belirlenmiş bütün topografya özellikleri, sebeplerini açıklamaya veya herhangi bir jeolojik sebebin bulunmadığını kanıtlamaya yetecek detayda araştırılmaktadır. Bazı durumlarda bu çalışmalar saha alanından uzak noktalarda detaylı jeolojik ve jeofizik çalışmaların yapılmasını gerektirebilmektedir.

B. Sismoloji (Deprembilimi)

Saha çalışmalarında dikkate alınması gereken diğer önemli bir doğal olay da depremler sonucunda zeminde oluşacak sarsıntılardır. Prensip olarak, sahanın altındaki yeraltı özelliklerinin uygun olduğu durumlarda (sıvılaşma veya farklı yerleşim hariç) santrali yer sarsıntılarına karşı tasarımlamanın mümkün olacağı düşünülmektedir. Diğer yandan, yaklaşık 0.26g’in üzerindeki değerler için sismik tasarım çok pahalı bulunmakta ve maliyet yer sarsıntı şiddeti ile doğru orantılı olacak şekilde de artmaktadır. Bu sebeple, santralin korunacağı sarsıntı seviyesinin çok yüksek olmaması santral sahaları için tercih edilmektedir. Bu husus, saha araştırma aşamasında, sismik risk haritaları yardımıyla veya sismik seviyesi çok yüksek olan ülkelerde bölgenin sismotektonik çalışması gerçekleştirilerek ele alınmaktadır. Böylece potansiyel her saha için gerçekleşebilecek tasarıma-esas değerler olarak adlandırılan en yüksek yer hareketi için ön değerler belirlenmektedir.

Tasarıma-esas depremleri belirlenirken geçmiş depremlerle ilgili tarihsel veriler ve yakın tarihte ölçüm aygıtları yardımıyla bölgeden toplanan güncel veriler kullanılmaktadır. Ayrıca depremlere sebep olan mekanizmayı ve yapısal öğeleri belirlemek amacıyla bölge sismotektoniği ile ilgili detaylı çalışmalar gerçekleştirilmektedir.

Tasarıma esas depremi belirlemek için hali hazırda iki yöntem bulunmaktadır. Bunlar belirleyici (deterministic) ve olasılık (probabilistic) yöntemleridir. Her iki yöntem de sismotektonik yapılar ve bölge hakkında yapılan çalışmaları temel almaktadır.

C. Volkanik Faaliyetler

Volkanik bölgelerde bulunabilecek nükleer santrallerin aşağıda listelenen olaylardan etkileneceği düşünülmektedir:

  • Yakıcı volkanik bulutlar,

  • Kül Serpintisi,

  • Lav Akıntısı,

  • Yer sarsıntısı.

Bu bölgeler için saha çalışmaları sırasında volkanik faaliyetlerin de hesaba katılması gerekmektedir.

Yukarıda listelenen olaylar arasından kül serpintisi ve yer sarsıntısına karşı santrali korumak mümkün olmaktadır. Diğer yandan yakıcı volkanik bulutlar ve lav akıntısına karşı santrali güvenli halde tutmak için tek koruma yöntemi santrali aktif volkanların uzağına yapmaktır.

D. Sel

Nükleer santrallerin sel olaylarının statik ve dinamik etkilerine karşı korunması önem taşımaktadır. Nehir yakınlarına kurulan nükleer santrallerin, yoğun yağış ve barajlarda suyu-kontrol eden yapıların yıkılması nedenleriyle oluşabilecek sel olaylarına karşı korunması önem taşımaktadır. Prensip olarak, santral sahasının sel oluşmaya yatkın alanlara kurulmaması gerekmektedir.

Saha çalışmalarının başında, bölgede selden etkilenebilecek alanları belirleyebilmek için tarihsel selleri gösteren haritalar kullanılmaktadır. Ayrıca basitleştirilmiş metotlar ve deneysel yöntemler yardımıyla selden etkilenebilecek alanlar belirlenmektedir. Bu çalışmalar sonucunda sel olaylarından en az etkilenebilecek alanlar ortaya çıkartılmaktadır. Ayrıca saha için uygun bir tasarıma-esas selin tanımlanması gerekmektedir.

E. İnsan-Kaynaklı Olayların Potansiyel Etkileri

Tehlikeli maddelerle çalışan bazı tesisler ve faaliyetler yakın çevrelerindeki sahalarda kimyasal patlamalar, zehirli ve patlayıcı gaz karışımı sızıntıları veya uçak çarpmaları gibi riskler oluşturabilmektedir. Santralin kurulacağı bölge bu tesisleri ve insan faaliyetlerini belirlemek amacıyla incelenmekte, risk oluşturabilecek tesis ve faaliyetler belirlendikten sonra, santral sahasının bunlara yeterince uzakta olması sağlanmaya çalışılmaktadır. Birkaç kilometre gibi mesafeler genellikle yeterince güvenli bulunmaktadır. Öngörülmesi gereken insan-kaynaklı olaylar arasında aşağıdakiler bulunmaktadır:

  • Patlayıcı, yanıcı, aşındırıcı, zehirli ve radyoaktif tehlikeli maddeler bulunduran, kullanan, işleyen ve saklayan tesisler,

  • Tehlikeli maddelerin taşınması için kullanılan boru hatları,

  • Patlayıcıların kullanıldığı ve saklandığı maden sahaları ve mermer ocakları,

  • Hava alanları, hava alanı iniş ve kalkış şeritleri, hava bekleme koridorları ve bazı durumlarda hava trafik rotaları,

  • Deniz ve kara içi suyolları ve limanlar,

  • Tehlikeli maddeler bulunduran, saklayan ve kullanan veya tehlikeli faaliyetlerle ilişkilendirilen askeri tesisler.

Santralın Saha Üzerindeki Etkileri

Santralın, sahaya olacak etkileri potansiyel kazaların ve normal boşaltma atıklar şeklinde gerçekleşmektedir. Bu konudaki çalışmalar sırasında temel olarak santral sahasında veya bölgede yaşayan nüfusa olacak etkiler üzerinde durulmaktadır.

A. Nüfus Dağılımı

Santral sahası çevresindeki nüfus dağılımının uygunluğuna yönelik kriterin belirlenmesi oldukça zor bulunmaktadır. Bu kriterler ülkeden ülkeye değişmektedir. Değerlendirmelerde santral ve saha özelliklerinin yanı sıra birçok faktör dikkate alınmaktadır. Özellikle bölgedeki toplam nüfus yoğunluğu, genel sosyoekonomik kalkınma seviyesi, ulaşım ve iletişim sistemleri önemli faktörler arasında yer almaktadır. Zira bu faktörler acil durumlar açısından büyük önem taşımaktadır.

Genel düşünce, nükleer santral çevresindeki nüfus dağılımının, acil durum planlarının uygulanmasına müsaade edebilir olması şeklindedir. Kaza anında, santralden belirli bir mesafede (ve özellikle de hakim rüzgar yönünde) bulunan nüfus etkilenmektedir. Dolayısıyla kaza sonrasında bu nüfusun hızlı bir şekilde boşaltılması gerekmektedir.

Nüfus yoğunluğu analizinde kullanılacak ana değişkenler aşağıda listelenmiştir:

  • Merkezinde santral bulunan ve artan yarıçaplara sahip dairesel bölgelerdeki insanların sayısı,

  • Santralın merkezde bulunduğu 20 derece ile 30 derecelik sektörlerde ve artan yarıçap değerleri ile sınırlı daire dilimi parçalarındaki insanların sayısı,

  • Bu alanlarda hastane, okul, yaşlı evi, yetimler yurdu gibi boşaltmanın kolay olmayacağı nüfus,

  • Belirli zamanlarda santral çevresinde bulunabilecek geçici nüfus (turistler, tatilciler, gibi)

Santral sahalarını bu açılardan değerlendirmek ve karşılaştırmak için belirli yöntemler benimsenmiş ve hali hazırda kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin hepsi standart nüfus eğrilerinin ağırlıklı değerlerinin karşılaştırılmasına dayanmaktadır. Ağırlık çarpanları sayesinde hesaplamalar sırasında santralin yakınlarında bulunan ve kısa zamanda daha yüksek düzeyde ışınım (radyasyon) dozu alması muhtemel nüfusa daha yüksek önem verilmesi sağlanabilmektedir. Eğer kısa zamanda çok sayıda insanın boşaltılması gerekiyorsa, bir acil durum planının uygulamaya konması da o derece zor olacaktır. Saha değerlendirme çalışmaları sırasında düşük nüfus yoğunluğuna sahip alanların ve ana şehirlerden hatırı sayılır uzaklıktaki sahaların tercihi ile sonuçlanacak bir yöntem kullanılması ve dolayısıyla nüfus yoğunluğu faktörünün dikkate alınması gerekmektedir.

B. Radyoaktif Madde Boşaltma Atığı

Bir santralden normal zamanda veya bir kaza anında boşaltılan ışınetkin (radyoaktif) maddelerin hesaplanması gerekmektedir. Nüfus dağılımı temelinde ışınım (radyasyon) dozları hesaplanmakta ve hesaplanmış değerlerin kabul edilebilirliği değerlendirilmektedir. Bu amaçla, radyoaktivitenin atmosfere, yer yüzeyine ve yer-üstü ve yeraltı sularına yayılması ile ilgili saha özelliklerinin hesaba katılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Söz konusu hesaplamalar sonucunda, santral güvenlik özelliklerinin santral çevresindeki nüfus için yeterli olup olmayacağı belirlenebilmektedir

Eğer saha özellikleri ışınetkin maddelerin havada ve suda kolaylıkla ve kontrolsüz bir şekilde yayılmasına müsaade ediyorsa, bu sahalar “saha belirleme çalışmaları” sırasında elenmektedir. “Saha belirleme çalışmalarını” takip eden “saha değerlendirme çalışmaları” sırasında da elenmeden kalabilmiş sahalar daha detaylı bir şekilde incelenmektedir.

“Saha değerlendirme çalışmalarında” farklı şartlar altında sahanın yayılma özellikleri ayrıntılı bir şekilde hesaplanmakta ve böylece Ön Güvenlik Analiz Raporuna (PSAR) eklenmesi zorunlu bulunan ışınetkin (radyoaktif) madde boşaltma atığı etkilerinin değerlendirilmesi yapılabilmekte ve acil durum planlarının hazırlanması için gerekli bilgilerin hazır hale getirilmesi sağlanabilmektedir.

“Saha değerlendirme çalışması” sırasında hesaplamaların yapılabilmesi için santral sahasında uçucu maddelerin yayılması (difüzyonu) ile ilgili uygun bir modelin geliştirilmesi ve gerekli temel verilerin toplanması gerekmektedir. Güvenlik raporuna saha yayılma özellikleri ile ilgili bilgilerin eklenebilmesi için, genellikle potansiyel yayılma noktalarından biraz daha yüksek bir meteoroloji kulesinin kurulmasına ihtiyaç durulmaktadır. Bu kulenin belirli yüksekliklerinde, rüzgar hızı, yönü ve sıcaklık dağılımları ölçülmektedir. Sahanın atmosferik yayılma (difüzyon) özelliklerini değerlendirebilmek için en azından bir yıllık verinin toplanması gerekmektedir.

Su kaynaklarına olacak boşaltma atıkları ile ilgili santralın olası etkilerinin hesaplanabilmesi için, santral çevresindeki su kullanımının analiz edilmesi ve ışınetkin (radyoaktif) maddelerin suda yayılması ile ilgili saha özelliklerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Yüzey ve yeraltı sularında radyoaktif maddelerin yayılması ile ilgili hesaplamaların yapılabilmesi için uygun modellerin oluşturulması ve ilgili araştırma ve etütlerin gerçekleştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Aşırı Olaylara Yönelik Etkiler

Nükleer santrallere etki edebilecek aşırı olayları, doğal aşırı olaylar ve insan-kaynaklı aşırı olaylar diye ikiye ayırmak mümkündür. Santral bunlara karşı yeterince korunmazsa, bu olaylar santrale zarar verebilecektir.

Doğal aşırı olaylar felaket getiren doğal olaylardan oluşmaktadır ve bunlar arasında, hortum, deprem, dev dalgalar, sel, tsunami, vs. bulunmaktadır.

İnsan kaynaklı aşırı olaylar ise insan faaliyetleri sırasında oluşabilecek felaket getiren olaylardır ki bunlar arasında da uçak kazaları, kimyasal patlamalar, hareket halindeki patlayıcı bulutlar, vs bulunmaktadır.

Nükleer santrallerin oluşma olasılığı yeterince yüksek olan her aşırı olaya karşı korunuyor olması gerekmektedir. Bunu sağlayabilmek için her olay için “Beklenen Olay” ve “Sınır Olay“ değerleri olmak üzere iki farklı şiddet seviyesi tespit edilmektedir.

“Beklenen olay” santralin ömrü boyunca en az bir kere oluşması beklenen şiddet seviyesine sahip olaydır. Bunlara “işletme olayı” adı da verilmektedir. Santral “beklenen olay” gerçekleşse bile normal işleyişine devam edecek şekilde tasarımlanmaktadır. Örnek olarak “işletme depremi” verilebilir. “İşletme depremi” için bir beklenen şiddet seviyesi belirlenmektedir. Bu şiddet seviyesinde bir deprem meydana gelse bile elektrik üretiminin ara verilmeden devam etmesi ve dolayısıyla santral tasarımında buna yönelik tedbirlerin alınması gerekmektedir. Sel, şiddetli rüzgar, vs. gibi diğer bütün olaylar için benzer bir yaklaşımla “işletme olayı” şiddet seviyesi belirlenmektedir.

“Sınır olay” da ya olayın fiziksel sınırını ifade etmekte, ya da çok düşük oluşma olasılığına sahip olayları temsil etmektedir. Bu olaylara “olası en şiddetli olay” adı da verilmektedir. “Sınır olay” gerçekleştiğinde santralin normal enerji üretimine devam etmesi beklenmemektedir. Fakat santralden çok büyük ışınetkin (radyoaktif) madde salınımının olmaması ve santralin bu olaylara karşı dayanıklı olması gerekmektedir. “Sınır olay” olasılık değerlerini hesaplamak için aşağıdaki yöntem kullanılmaktadır:

  1.  İlk önce olay için bir veya birkaç değişkenin fonksiyonu olacak şekilde bir model oluşturulmaktadır (örneğin: belirli bir fay hattı üzerinde gerçekleşecek belirli büyüklükte bir deprem santral sahası için belirli büyüklükte bir yer sarsıntısı oluşturmaktadır),

  2. Daha sonra aşağıda belirtilen yöntemler yardımıyla “Olası En Şiddetli Olay” belirlenmektedir:

    • Belirleyici yaklaşımda (deterministik); modelde geçen değişkenlerin fiziksel sınırları temel alınmaktadır (örneğin santral sahasına en yakın fay hattında gerçekleşecek olası en şiddetli depremin santral sahasında oluşturabileceği en yüksek yer hareketi),

    • Olasılık yaklaşımında (probabilistic); sadece belirlenmiş çok düşük bir sınır değerinin üzerinde oluşma olasılığına karşılık gelen değerler temel alınmaktadır (örneğin; 10/a’nın altında oluşma olasılığına sahip yer hareketlerinin kapsam dışı tutulması).


Hem belirleyici (deterministic) hem de olasılık (probabilistic) yaklaşımlarının karışımını içeren yöntemler de kullanılmaktadır. Bu yöntemlere birleşik yaklaşımlar adı verilmektedir.

Çevresel Hususlar

Aynen büyük bir sanayi tesisinde olduğu gibi herhangi bir güç santralinin inşası ve işletmesi (nükleer, fosil, hidrolik) çevreyi etkileyecektir. Santral çevresindeki su ortamına olan etkileri suda sıcaklık artışı ve olası tuzluluk seviyesindeki değişim şeklinde olmaktadır. Bu da soğutma suyu olarak devri-daim etmekte olan suda yaşamakta olan canlı organizmaları etkileyebilmektedir. Sahada ve saha yakınlarındaki su kütlelerinde yaşayan su organizmaları da tortulaşma ve bitki örtüsündeki değişiklikler (bitki örtüsünde açılma, vs.) nedeniyle etkilenebilmektedir.

Karasal çevrede oluşan en büyük etki santral tesislerinin kurulması için bitki örtüsünün kaldırılması nedeniyle gerçekleşmektedir. Ayrıca inşaat ve işletme faaliyetleri sırasında gürültü, toz, biyolojik atıkların salınımı da oluşabilmektedir. Eğer soğutma kuleleri kullanılmaktaysa, bunların çevrenin mikro-iklim özellikleri üzerine etkileri de olabilmektedir (nem, görüş mesafesi, sis, buzlanma ve difüzyon). Dolayısıyla soğutma kuleleri kullanılacaksa, bunların iklim şartlarına etkilerinin de hesaplanması gerekmektedir. Bütün bunlara ek olarak, havada uçan tozların tarım alanlarına konması ve tarım alanları üzerinde birikmesinin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Santral sahasında tarım alanı, dinleme, eğlence ve turizm tesisleri gibi mevcut ve planlanmış alan kullanımının da dikkate alınması önem taşımaktadır.

Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Hususlar

Santralın inşa edilmesinin ve işletilmesinin bazı güvenlikle ilgili olmayan ve yerel halkı ilgilendiren etkileri bulunmaktadır. Nükleer santral projeleri, işsizliğin yüksek olduğu bölgelerde, özellikle inşaat safhasında olmak üzere önemli miktarda işin yaratılmasına sebep olabilmektedir. Diğer yandan, santralde çalışan iş gücü nedeniyle yerel altyapı kaynaklarına yönelik bazı talepler de oluşmaktadır (ev, okul, kamu binaları, vs). Olası olumsuz toplumsal etkilerin en aza indirilmesi ve olası sosyal faydaların arttırılması arzu edilmektedir.


Saha Belirleme Çalışmaları

Saha belirleme çalışmalarının amacı santral kurulması düşünülen bölgelerde bir veya birden fazla uygun santral sahasının belirlenmesidir. İncelenen bölgelin yeterince seçenek oluşturabilecek büyüklükte olması arzu edilmektedir. Saha belirleme çalışmaları sistematik ve mantıklı bir tarzda gerçekleştirilirse, belirlenen sahalar bölgenin tam bir temsilcisi olacak ve bölgede santral kurulabilecek en iyi sahalardan oluşacaktır.

Yöntemler ve Metodolojiler

Saha belirleme çalışmalarını 3 aşamaya ayırmak mümkündür:

  • 1.Aşama: Bölgesel analiz ve potansiyel sahaların belirlenmesi,

  • 2.Aşama: Potansiyel sahaların gözden geçirilmesi ve aday sahaların belirlenmesi,

  • 3.Aşama: Aday sahaların karşılaştırılması.

Her aşamada, uygun olmayan bölge ve sahaların ret edilmesi ve en uygun sahaların belirlenmesi ile sonuçlanacak saha özellikleri dikkate alınmaktadır. İhtiyaç duyulan verilerin hacmi, seçim sürecinin karmaşıklığı ve iş yükünün boyutu; saha seçim süreci ilerledikçe ve sonuca yaklaştıkça artmaktadır. Farklı aşamalar sırasında toplanacak verilerin kalitesi ve miktarı sahanın özelliklerine göre de değişebilmektedir. Değerlendirmeye başlamadan önceki planlama safhasında aşağıdaki listede verilen noktaların belirlenmesine özen göstermek gerekmektedir:

  • Her aşama için dikkate alınacak özellikler,

  • Alanları ve sahaları ret etmek için kullanılacak kriterler,

  • Saha özellikleri için kullanılacak ağırlık faktörlerini belirleyecek kriterler,

  • Karşılaştırma yöntemleri.

Saha belirleme çalışmaları sırasında güvenlikle ilgili her özelliğin en azından bir kere dikkate alınması ve güvenlikle-ilgili her faktör bakış açısıyla sahanın uygunluğunun üçüncü (son) aşamada kesinlikle doğrulanması gerekmektedir.

Saha belirleme çalışmalarında izlenebilecek iki yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan ilki eş-zamanlı yaklaşım ikincisi ise sıralı yaklaşımdır. Eş-zamanlı yaklaşımda, sahalar için gerekli bütün veriler toplanmaktadır. Sıralı yaklaşımda ise sadece daha önceki aşamalarda ret edilmeden kalabilmiş sahalar için gerekli bütün veriler toplanmaktadır. Eş-zamanlı yaklaşımın avantajı, kabul-ret sürecinin sonuçlarını beklemeden ilave verilerin toplanmasına başlanmasıdır. Sıralı yaklaşımın avantajları ise gerçekleştirilecek iş ve zahmetin daha az olmasıdır. Saha belirleme çalışmalarında genellikle eş-zamanlı yaklaşım benimsenmektedir. Saha belirleme aşamaları aşağıda açıklanmaktadır:

Aşama 1: Bölgesel Analiz ve Potansiyel Sahaların Belirlenmesi

İlk aşamada santralin bölgedeki muhtemel alanlar üzerinde durulmaktadır. Genellikle dikkate alınan bölge çok büyük olmaktadır. Dolayısıyla bölgedeki her alan için ayrıntılı çalışmaların yapılması mümkün değildir. Aslında bu aşamada ayrıntılı çalışmalara gerek bulunmamaktadır. Bu aşamada, kolaylıkla toplanabilecek saha özellikleri kullanılarak ret edilecek alanlara karar verilmektedir. Bölgesel analiz için dikkate alınacak özelliklerin tercihan veri ve bilgilerin kolaylıkla elde edilebileceği ve ret-kabul kriterlerinin kolaylıkla oluşturulabileceği cinsten olması gerekmektedir (örneğin soğutma suyunun mevcudiyeti, elektrik yükü ve iletim ile ilgili hususlar, kolay ulaşım, nüfus yoğunluğu, yüzey kırıkları-fay hatları, topografya, yanardağlar ve sismik durum).

Bölgesel analiz için ihtiyaç duyulacak bilgilerin çoğu zaten hali hazırda mevcut bulunmaktadır ve haritalardan, nüfus sayım sonuçlarından, jeolojik ve sismik verilerden ve hatta bölge ile ilgili üstünkörü gerçekleştirilmiş çalışmalarsan elde edilebilmektedir.

Bu aşama sonucunda ret edilmeden kalabilmiş alanlar ortaya çıkartılmaktadır. Bu alanlar dahilinde birkaç kilometre karelik sahalar tespit edilmekte ve bunlar potansiyel santral sahaları olarak belirlenmektedir. Bu potansiyel sahalar, bir nükleer santral için ihtiyaç duyulandan biraz daha büyük bulunmakta, böylece daha sonraki aşamalarda santralin tam konumunun belirlenmiş alana yerleştirilmesi çok daha kolay olabilmektedir.

Potansiyel sahaların belirlenmesi sırasında çok yerinde teknik kararların verilmesi, doğru ve tutarlı yargı ve hükümlerde bulunulması büyük önem taşımaktadır. Aslında amaç, bölgedeki farklı alanları tam anlamıyla temsil edebilecek bizi dizi potansiyel sahanın belirlenmesidir. Böylece sürekli gelişecek ve detaylanacak bir saha belirleme sürecine başlangıç yapılmış olunmaktadır. Bu süreç sırasında genellikle önemli sayıda potansiyel saha (10 ile 15 arasında) belirlenebilmektedir. Bu sayı 10’un altında veya 15’in üzerinde de olabilmektedir.

Aşama 2: Potansiyel Sahaların Gözden Geçirilmesi ve Aday Sahaların Seçimi

İlk aşamada bölge ve alanların belirlenmesinin ardından, bu aşamada belirlenen alanlara konumlandırılan santral sahaları ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.

Belirlenen potansiyel sahalar daha önceki aşamada dikkate alınmayan saha özellikleri kullanılarak gözden geçirilmektedir. Bu aşamada daha önceki aşamadan kullanılanlara oranla daha detaylı kriterler kullanılmaktadır. Sahanın temel durumu, soğutma suyu özellikleri gibi kolaylıkla bilgi toplanabilecek saha özellikleri yardımıyla bazı potansiyel sahalar bu aşamada kolaylıkla elenebilmektedir.

Bütün potansiyel sahaların özellikleri hakkında derinlemesine çalışmalar yapmak bu aşamada teknik ve ekonomik olarak mümkün bulunmamaktadır. Aslında bu aşamada halen böyle detaylı çalışmalara gerek bulunmaktadır.

Yine bu aşamada saha ziyaretleri gerçekleştirilmektedir. Sahanın temel özellikleri ile ilgili yapılacak test ve kısa araştırmalar bu aşamadaki çalışmalar için çok faydalı bilgiler sağlayabilmektedir.

İkinci aşamada potansiyel sahaların incelenmesi sırasında bir uygunluk ölçeğinden ve karşılaştırma metotlarından oluşan basitleştirilmiş teknikler kullanılmaktadır. Bu aşama sonunda saha sayısı daha da azalmakta, genellikle 10’un altında düşmektedir. Elemeyi geçen sahalara “aday sahalar” adı verilmektedir.

Aşama 3: Aday Sahaların Karşılaştırılması

Bu aşamada önceki aşamalara göre saha sayısı daha da azalmıştır. Değerlendirmeye alınan saha sayısı az olduğundan, aday sahaların özellikleri hakkında detaylı bilgi toplamak, daha karmaşık ölçü ve karşılaştırma tekniklerinin kullanılmak artık uygulanabilir hale gelmektedir. Dahası bu detayda bilgileri toplamak ve çalışmalar yapmak da artık gerekli hale gelmektedir. Dolayısıyla bu aşamada az sayıda saha için toplanacak detaylı bilgiler ve veriler ışığında aday sahaların karşılaştırılması gerçekleştirilmektedir.

Öncelikli olarak daha önceki aşamalarda aday sahalarla ilgili dikkate alınan saha özellikleri doğrulanmaya çalışılmaktadır. Bu aşama santral sahası belirleme çalışmalarının en son aşama olduğundan, güvenlikle alakalı hiçbir saha özelliğinin gözden kaçırılmadığına dair bir kontrolün gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Saha belirleme çalışmalarının ardından gerçekleştirilecek saha değerlendirme çalışmaları sırasında kullanılacağı için, gerçekleştirilen analizlerin çok iyi belgelenmesi de ayrıca önem taşımaktadır.

Bu aşamanın sonucunda, elenmeden kalan sahalar, tercihe göre puanlanmakta ve sıralanmaktadır. Ayrıca, bütün saha belirleme çalışmalarını içeren kapsamlı bir raporun hazırlanması da gerekmektedir. Son saha seçimi güvenlik, ekonomi, çevre ve diğer alakalı hususları öngören doğru ve mantıklı hüküm ve kararlar gerektirmektedir.

Örgüt Yapısı ve Yönetimi

Saha belirleme çalışmaları, doğrudan santral sahibi olacak kuruluşun (elektrik şirketi) sorumluluğu altındadır.

Saha belirleme çalışmaları, genellikle, doğrudan santral sahibi olacak kuruluşun sorumluluğu altındadır (elektrik şirketi). Ayrıca, sonuçların denetleme/lisanslama otoritesi tarafından da gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Saha belirleme çalışmalarını gerçekleştirecek kuruluş, bu işi kendi personeli ile gerçekleştirmek isteyebilir ve dış uzmanları/danışmanları tercih etmeyebilir. Veya bütün bu çalışmaları bir başka firmaya ihale edebilir. İlk nükleer santral projesi için, saha belirleme çalışmaları genellikle yabancı firmalara ihale edilmektedir. Fakat bu durumda bile önemli miktarda iş ana yüklenicinin altında görevlendirilen alt-yüklenici statüsündeki yerel organizasyonlar ve şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. İşin alt parçalarının bu şekilde yerli firmalara verilmesi, yabancı firmaların işleri kolaylaştırmakta ve ayrıca hızlandırmaktadır.

Saha değerlendirme çalışmalarını gerçekleştirmek için, iş ile ilgili disiplinlerde uzman insanların bulunması gerekmektedir. Bu uzmanlar toplanmasına ve işlenmesine ihtiyaç duyulan bilgi dikkate alınarak belirlenmeli ve seçilmelidir. İhtiyaç duyulan bilgilerden bazıları uluslararası yazında mevcut olsa da, bunların çoğunun sadece yerli dilde hazırlanmış kaynaklardan temin edilebileceği unutulmamalıdır.

Örnek bir saha belirleme grubunun aşağıdaki uzmanlıkları içermesi gerektiği düşünülmektedir:

  • Proje yöneticisi,

  • Saha çalışmalarında tecrübeli nükleer güvenlik mühendisi,

  • Elektrik üretim sistemi genişleme planlaması konusunda tecrübeli mühendis,

  • Eski kuaterner çağ tektoniği ve sismotektonik konularından uzman yerbilimci (jeolog),

  • Zemin mekaniği mühendisi,

  • Santral inşası tecrübesine sahip inşaat mühendisi,

  • Subilimi konusunda uzmanlaşmış yerbilimci (jeolog),

  • Okyanus bilimci,

  • Meteorolog,

  • Sismolog (yüksek sismik özellik gösteren alanlar için),

  • Demograf,

  • Ekonomist,

  • Yerel Tarih Uzmanı.

Verileri düzgün bir biçimde yönetebilmek için, standart formatların ve standart ölçeğe sahip haritaların kullanılması önem taşımaktadır. Harita ölçekleri, bilimsel adlandırma, referanslar, koordinatlar ve kartografi formatlarının çok dikkatli bir şekilde tanımlanması ve bunların özenle uygulanması gerekmektedir. Harita ölçekleri bütün ihtiyaç duyulan detaylar görünebilecek şekilde belirlenmelidir.

Saha belirleme çalışmaları ile ilgili proje planlarının çalışmalara başlanmadan önce geliştirilmesi önem taşımaktadır. Proje planı geliştirme çalışmaları aşağıdakileri içermelidir:

  • Saha belirleme çalışmaları sırasında gerçekleştirilecek iş paketlerinin tanımlanması ve özelliklerinin belirlenmesi,

  • Farklı iş paketleri arasındaki ilişkileri gösteren iş akış diyagramlarının oluşturulması,

  • Bölgesel analiz, potansiyel sahaların gözden geçirilmesi, dikkate alınacak saha özelliklerinin ve aday sahaların karşılaştırılması aşamalarında her saha özelliği için benimsenecek kriterlerin listelenmesi,

  • Bu kriterlerin nasıl uygulanacağına dair süreçlerin tasarlanması ve bu süreçlerin uygulanabilmesi için gerekli bilgi kaynağı listelerinin oluşturulması,

  • Detaylı proje planlarının hazırlanması.

Saha belirleme çalışmaları sonucunda, tercih edilen sahalar belirlenecek ve sıralanacaktır. Toplanan/geliştirilen bütün verilerin ve bilgilerin sonuç raporuna eklenmesi gerekmektedir. Bu veriler ve bilgiler bir sonraki aşama olan saha değerlendirme çalışmalarına bir başlangıç noktası teşkil edecektir.


Saha Değerlendirme Çalışmaları

Saha değerlendirme çalışmaları, saha belirleme çalışmaları ardından başlamakta ve lisanslama otoritesine saha lisansı başvurusu yapmak amacıyla sahanın nükleer güvenlik bakış açısıyla detaylı değerlendirmesini içermektedir. Bu çalışmalar temel olarak aşağıdakilerden oluşmaktadır:

  1. Sahanın güvenli tasarıma engel teşkil edecek herhangi bir özelliğe sahip olup olmadığının değerlendirilmesi,

  2. Santralın korunabilmesi için tasarım-temellerinin belirlenmesi;

    • Oluşması durumunda santralin normal işletmeye devam edeceği olayların değerlendirilmesi (Beklenen Olaylar),
    • Santralın normal işletmesine devam edemeyebileceği, fakat yine de sağlam kalacağı aşırı sınır olayların değerlendirilmesi (Sınır Olaylar)

                                   
  3. Normal işletme sırasında veya kaza durumunda santralden çevreye olabilecek potansiyel etkilerin değerlendirilmesi.

 Saha değerlendirme çalışmaları sırasında güvenlikle alakalı olsun veya olmasın bütün saha özellikleri değerlendirilmeye tabi tutulmaktadır. Saha değerlendirme çalışmalarının amacı saha belirleme çalışmalarından farklıdır, çünkü bu aşamada saha artık belirlenmiştir ve çalışmaların çok daha detaylı ve derinlemesine gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Yöntem ve Metodoloji

Saha değerlendirme aşamasında kullanılan yöntem sahanın her özelliği için ilgili bilgilerin sistematik bir şekilde toplanması ve geliştirilmesini içermektedir. İlk önce sahanın bulunduğu bölgeye ait çalışmaların yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bunu takiben özellikle saha ve sahanın yakın çevresi olmak üzere çalışmalar daha da detaylandırılmaktadır.


A. Saha Değerlendirme Süreçleri

Saha değerlendirme çalışmaları genellikle aşağıda listelenen aşamalardan oluşmaktadır:

  1. Lisanslama/denetleme otoritesinin sahanın nasıl değerlendirileceği ve çalışmaların nasıl gözden geçirileceğine dair yönetmelikleri/standartları belirlemesi ve bu yönetmelikleri/standartları yürürlüğe koyması,

  2. Saha değerlendirme ile sorumlu birimin (elektrik şirketi) işi nasıl gerçekleştireceğine yönelik yaklaşımını belirlemesi; Benimsenen yaklaşıma bağlı olarak saha değerlendirme grubu oluşturulması; Gerekirse danışmanların ve uzman şirketlerin seçilmesi,

  3. Saha değerlendirme grubunun (veya uzman şirketin):

    • Alakalı bütün verileri toplaması,
    • Bir ön analiz gerçekleştirmesi,
    • Araştırma çalışmalarına yönelik bir program hazırlaması,
    • Beklenen ve sınır olaylara karşı tasarıma-esas değerleri belirlemesi,
    • Radyoaktif maddelerin hava ve suda nasıl yayılacağına dair modelleri geliştirmesi,
    • Bütün özel çalışmaları ve araştırmaları gerçekleştirmesi,
    • Sahayı değerlendirmek için gerekli bütün sonuçları ve verileri elde etmesi,

  4. Sorumlu birim (elektrik şirketi) tarafından bütün sonuçların gözden geçirilmesi ve lisanslama otoritesine sunulacak saha raporunun hazırlanması; Sonuçlar ve verilerin bu rapora eklenmesi,

  5. Lisanslama otoritesinin saha raporunu gözden geçirmesi; Resmi yada gayri-resmi bir saha kabul lisansı vermesi (lisanslama otoritesi sahayı kabul etmeden önce başvuru sahibinden bazı ek çalışmalar ve bilgiler isteyebilmektedir).

Bütün bu aşamaların çok iyi planlanması ve daha çalışmalara başlamadan önce detaylı proje planlarının hazırlanması gerekmektedir.

B. Saha Değerlendirme Çalışmalarına Yönelik Yönetmeliklerin/Standartların Belirlenmesi

Saha değerlendirme çalışmalarının başlayabilmesi için ilgili yönetmeliklerin/ standartların bulunması önem taşımaktadır. Başvuru sahibinin, lisanslama otoritesi tarafından, hangi saha değerlendirme standartlarının öngördüğünü bilmesi gerekmektedir.

Saha değerlendirme çalışmalarının başlayabilmesi için ilgili yönetmeliklerin/ standartların mevcut bulunması önem taşımaktadır. Tasarıma-esas değerler kullanılan standartlara göre değişebildiğinden, başvuru sahibinin, lisanslama otoritesinin saha değerlendirme çalışmaları için hangi standartları öngördüğünü bilmesi gerekmektedir. Saha ile ilgili farklı ulusal ve uluslararası standartlar mevcut bulunmaktadır. Bu standartlar arasında en eksiksiz olanı ABD ve UAEA standartlardır. ABD ve UAEA standartları aşağıdakilerden oluşmaktadır:

  1. ABD Federal Yönetmelikler Kodu ve ilgili ekleri,

  2. Amerikan Nükleer Yönetmelikler Komisyonunun (USNRC) kılavuzları ve Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsünün (ANSI) standartları,

  3. UAEA Güvenlik Kılavuzları.

 

C. Saha Değerlendirme Çalışmaları ile Sorumlu Birimin (Elektrik Şirketi) Kullanacağı Yaklaşımlar

Saha değerlendirme çalışmalarını gerçekleştirecek birimin takip edebileceği farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Olası yaklaşımlar aşağıda listelenmiştir:

 

  1. Tecrübeli uzman danışmanlardan yardım almak suretiyle işin elektrik şirketi tarafından doğrudan gerçekleştirilmesi,

  2. İşin belirli bir bölümünün (danışmanlardan alınacak yardımlarla) doğrudan gerçekleştirilmesi, geri kalan bölümlerinin bir veya birden fazla uzman şirkete ihale edilmesi,

  3. Bütün işin uzman bir şirkete ihale edilmesi ve elektrik şirketi tarafından sadece nezaret ve denetleme rolünün üstlenilmesi.


Elektrik şirketi saha değerlendirme grubunun, işi yönlendirebilmesi için yeterli yetenek, beceri ve ustalığa sahip olması gerekmektedir.

İlk seçeneğin uygulanabilir olması, yani değerlendirme çalışmalarının doğrudan elektrik şirketi tarafından gerçekleştirilmesi, vasıflı uzman personelin mevcudiyetine bağlı bulunmaktadır. Bu yaklaşıma ilk nükleer santral projelerinde nadiren başvurulmaktadır. İlk projede sırasında personelin eğitimi için her fırsat değerlendirilmişse, ikinci ve üçünü santraller için bu seçenek benimsenebilmektedir.

Elektrik şirketi değerlendirme grubunun, işi yönlendirebilmesi için özellikle aşağıda listelenen hassas alanlarda olmak üzere yeterli yetenek, beceri ve ustalığa sahip olması gerekmektedir:

  • Tektonik Bilimi ve Sismoloji,

  • Sel Bilimi,

  • Zemin Mekaniği,

  • Işınetkin (Radyoaktif) Maddelerin Hava ve Suda Yayılması,

Elektrik şirketinin işin ihale edileceği şirketleri seçebilmesi için bir ihale şartnamesi hazırlaması gerekmektedir. İhale şartnamesinde yer verilmesi gereken hususlar aşağıda listelenmektedir:

  • Saha belirleme çalışmaları sonuç raporu,

  • Değerlendirilecek saha alanının tam, doğru ve kesin tanımı,

  • Saha değerlendirme aşamasında benimsenecek standartlar ve standartların nasıl yorumlayacağına dair prosedürler,

  • Gerçekleştirilecek işin kapsamı,

  • Saha raporlarının nasıl hazırlanacağı hakkında bilgiler,

  • Santral için saha ile alakalı tasarım girdilerinin nasıl hazırlanacağına dair bilgiler,

  • Santral tasarımcısı ve ayrıca lisanslama otoritesi ile görüşmeler sırasında nasıl destek sağlanacağı,

  • Teklif sahibinin teklifini hazırlayabilmesi için santral sahasında bilgi toplama işini nasıl gerçekleştireceği ve teklif sahiplerine bu kapsamda sağlanacak bilgilerin kontrolü,

  • Firmanın gerçekleştireceği işe nasıl nezaret edileceği ve denetleneceğine ilişkin şartlar.

Teklif sahiplerinden istenecek bilgilerin özellikle aşağıdakileri kapsaması gerekmektedir:

  • Şirketin vasıflarını gösteren bilgiler,

  • Şirketin daha önce gerçekleştirdiği saha değerlendirme çalışmalarında kazandıkları tecrübeler,

  • İşin gerçekleştirileceği bölge ile ilgili tecrübeleri,

  • Alt yüklenicilerle çalışma tecrübeleri,

  • İşe katılacak uzmanlar ile ilgili bilgiler, bu uzmanların vasıfları ve isim listesi.

Saha değerlendirme çalışmaları aşağıdaki tür işleri, özellikleri ve araçları içermektedir:

  • Bilgi toplama,

  • Çalışma ve araştırma performansı,

  • Temel tasarım girdilerini ve çevreye olan etkilerinin hesaplanabilmek için matematik modelleri,

  • Zemini delme, hendek ve çukurlar açma,

  • Alınan numunelerin analizi,

  • Meteorolojik gözlemler gerçekleştirmek için bir kulenin inşası.


D. Örgüt Yapısı, Personel Seçimi ve Proje Planı

Kullanılan yaklaşımdan bağımsız olarak, saha değerlendirme çalışmalarını yürütebilmek için, aşağıdaki alanlarda uzmanlara ihtiyaç duyulmaktadır:

  • Jeoloji (eski kuaterner çağ tektoniği konusunda uzmanlık),

  • Sismoloji,

  • Volkan Bilimi (volkanik bölgeler için),

  • Zemin Mekaniği,

  • Meteoroloji (aşırı meteorolojik olayları ve radyoaktif maddelerin havada yayılmasını hesaplama tecrübesi),

  • Hidroloji (aşırı hidrolojik olayları ve radyoaktif maddelerin suda yayılmasını hesaplama tecrübesi),

  • Okyanus Bilimi (kıyı bölgeleri için),

  • Acil Durum Planlaması,

  • Radyasyondan Korunma,

  • Sanayi Güvenliği,

  • Nükleer Güvenlik,

  • Çevre Etkileri,

  • İnşaat Mühendisliği,

  • Ulaşım.

Özel vasıf ve tecrübe isteyen alanlar genellikle “saha belirleme çalışmalarında” ihtiyaç duyulanlarla aynı bulunmaktadır. Saha değerlendirme çalışmalarını gerçekleştirecek uzmanların bilgi ve deneyimlerinin fazla olması gerekmektedir. Tasarıma-esas değerleri, ışınetkin (radyoaktif) maddelerin havada ve suda yayılmasını ve diğer hususları hesaplayabilmek için karmaşık fiziksel modellerin geliştirilmesi gerekmektedir.

Saha değerlendirme çalışmalarını gerçekleştirmek amacıyla 15-20 arasında uzmana ihtiyaç duyulacağı düşünülmektedir. Bu uzmanların yarısının tam-zamanlı, diğer bir yarısının da yarım-zamanlı çalışması yeterli olabilmektedir. Dahası, saha da delme ve kuyu açma, sismik durumun belirmesi, meteorolojik ölçümler ve analiz için toprak numunelerinin toplanması gibi belirli oranda saha çalışmalarının da gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Birçok ölçüm programı için bir yıllık verinin toplanmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

E. Saha Çalışmalarında Teknoloji Transferi

Saha çalışmalarında kullanılan farklı yöntemlerle ilgili eğitim kurslarına katılmanın dışında teknoloji transferi gerçekleştirmenin en uygun yol saha çalışmalarına yerli uzmanların doğrudan katılmasını sağlamak şeklinde olmaktadır.

Eğer işin bazı bölümleri yabancı danışmanlara veya uzman şirketlere ihale edilecekse, teknoloji transferinin daha ihale şartnamesi hazırlanırken dikkate alınması önem taşımaktadır. Sözleşmelerde aşağıdaki hususları yansıtacak ayarlamaların yapılması gerekmektedir:

  • Bütün kullanılacak yazılımlar yerel birimlere açılmalıdır (teknik raporlar, bilgisayar yazılımları, vs.),

  • Vasıflı yerli personelin yabancı çalışma grupları ile birlikte hem kendi ülkesinde hem de şirketin yabancı ofislerinde yakın bağlı olacak şekilde çalışması sağlanmalıdır,

  • Olabildiğince fazla işin kendileri için hazırlanacak detaylı şartnameler yardımıyla yerli alt-yükleniciler tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmelidir. Yerli yükleniciler tarafından gerçekleştirilecek işlerin özellikle ülkenin sahip olduğu uzmanlık tecrübesi de dikkate alınarak çok dikkatli bir şekilde belirlenmelidir.


F. Sahanın Lisanslama Otoritesi Tarafından Gözden Geçirilmesi ve Kabulü

Saha değerlendirme çalışmaları ile sorumlu birim tarafından bir saha raporu hazırlanmakta ve bu rapor lisanslama otoritesine sunulmaktadır. Bu rapor sahaya lisans vermek amacıyla lisanslama otoritesi tarafından değerlendirilmektedir. Lisanslama otoritesi değerlendirme sonuçlarına dayanarak resmi veya gayri-resmi bir saha kabul lisansı vermektedir.

Lisanslama otoritesi personeli, saha lisans çalışmaları sırasında, saha ile ilgili hususlarda onlarca yıllık tecrübeye sahip dünyaca ünlü saygın uluslararası uzmanların gerçekleştireceği işleri eleştirel bir bakış açısıyla gözden geçirecektir ve bu konunun çok iyi algılanmış olması gerekmektedir.

Burada dikkat çekilmesi gereken en önemli husus, erken aşamalarda gerekli tedbirler alınmazsa, ilk nükleer santral için lisanslama otoritesinin işinin çok zor olacağıdır. Lisanslama otoritesi personeli, saha ile ilgili hususlarda onlarca yıllık tecrübeye sahip dünyaca ünlü saygın uluslararası uzmanların gerçekleştireceği işleri eleştirel bir bakış açısıyla gözden geçirecektir ve bu konunun çok iyi algılanmış olması gerekmektedir.

Lisanslama otoritesi personelinin böyle bir değerlendirme gerçekleştirebilecek düzeye gelebilmesi için, daha saha değerlendirme çalışmalarına başlamadan yıllarca önce saha ile ilgili eğitim kurslarına katılması gerekmektedir. Ayrıca, saha lisanslama grubundan bir veya iki uzmanın bir başka ülkenin lisanslama otoritesi ile doğrudan bağlar kuracak şekilde saha ile ilgili işlerde birinci el tecrübe kazanması gerekmektedir. Fakat bu durum her zaman mümkün olamamaktadır. Özellikle başka bir ülke lisanslama otoritesinin iş-başı eğitimlerine katılmak ve bu eğitimlere bağlı kalmak çok zor olabilmektedir.

Bu şartlar altında kalan tek seçenek, lisanslama otoritesinin değerlendirme sırasında tecrübeli uzman danışmanlardan faydalanmasıdır. Fakat, saha raporlarının gözden geçirilmesi işini her ne kadar danışmanlar da gerçekleştirse, sahanın kabul edilip edilmemesinin seçimi her zaman lisanslama otoritesinin sorumluluğu altında bulunmaktadır. Dolayısıyla, lisanslama otoritesi sorumlu personelinin, saha seçimi karar mekanizması ile ilgili teknik hususları net bir biçimde anlamış olması hayati önem taşımaktadır.

Kaynaklar

  1. US-NRC, Code of Federal Regulations, Title 10, Energy-Part 100, Appendix A, Seismic and Siting Criteria for Nuclear Power Plants.

  2. US-NRC, Regulatory Guide 1.132, Siting Investigation for Foundations of Nuclear Power Plants.

  3. US-NRC, Code of Federal Regulations, Title 10, Energy-Part 100, Section 100.11, Determination of Exclusion Area, Low Population Zone & Population Center Distance.

  4. INTERNATIONAL ATOMIC ENERGY AGENCY, Meteorological Events in Site Evaluation for Nuclear Power Plants Safety Guide, Safety Standards Series No. NS-G-3.4 , IAEA, Vienna (2003).

  5. INTERNATIONAL ATOMIC ENERGY AGENCY, Guidebook on the Introduction of Nuclear Power, Technical Reports Series No. 217, IAEA, Vienna (1982).

  6. INTERNATIONAL ATOMIC ENERGY AGENCY, Code on the Safety of Nuclear Power Plants: Siting, Safety Series No. 50-C-S (REV. 1) , IAEA, Vienna (1988).

  7. INTERNATIONAL ATOMIC ENERGY AGENCY, Site Survey for Nuclear Power Plants, Safety Series No. 50-SG-S9, IAEA, Vienna (1984).

 

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Teknik Raporlarından ve Kore Atom Enerjisi Araştırma Enstitüsü (KAERI) Eğitim Dokümanlarından Tercüme Eden ve Düzenleyen:   BENAN BAŞOĞLU